facebook twitter Istagram
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çiller 12 Eylül fotoğraf sergisini gezdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çiller 12 Eylül fotoğraf sergisini gezdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çiller 12 Eylül fotoğraf sergisini gezdi
12 Eylül 2020 , Cumartesi
Eski başbakanlardan Tansu Çiller, "İpe yürüyen bir başbakanın hazin bir bakışı, arkaya dönerek bakışı, işte milletin şuuruna bir hançer gibi saplanmıştır. Ve ondan sonra gelen bütün siyasetçilerimizin şuurunda, zihninde bu resim sallanmış ve bir dehşet refleksi uyandırmıştır" dedi.

Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda 12 Eylül askeri darbesinin 40. yılı nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşecek 'Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu' öncesi, eski başbakanlardan Tansu Çiller açıklamalarda bulundu. Çiller, "15 Temmuz'da aslında hedef alınan milletti, cumhuriyetimizdi, demokrasimizdi, meclisimiz bombalandı ve Cumhurbaşkanı'nın bizzat kendisi ailesi ile birlikte hedef alındı. Kaçtı dediler, yok oldu dediler, millet dondu. Düşünmek daha istemiyorum sonuç ne olurdu eğer başarılı olabilselerdi ama bütün engellere rağmen o indi. Şimdi indiği gibi indi. 15 Temmuz aslında çok büyük bir mücadelenin sonunda Cumhurbaşkanı İstanbul'a indi ve milletini meydanlara davet etti. Öylesine davetti ki bu, millet koşa koşa gitti ve tankların önünde durdu" dedi.

"15 TEMMUZ'DA İLK DEFA İKTİDARLAR DİK DURDU"

"Bu darbelerin birinde de ben bir tanık olarak bulundum" ifadelerini kullanan Tansu Çiller, şöyle devam etti: "Bugün de bu şekilde, yine burada bir tanık olarak 28 Şubat'a da değinmek isterim. Çünkü 28 Şubat'ta yine bir dehşet senaryosu yazıldı, korku imparatorluğu kuruldu ve bu çerçevede gördük ki birçok kurumlar fişlendi, üniversitelerde ikna odaları kuruldu, evlatlarımız, özellikle kızlarımız eğitim hakkından mahrum edildi. Bununla kalınmadı, mecliste ikna odaları kuruldu. Milletin çoğunluk olarak gönderdiği, iktidar olabilecek çoğunluk, azınlığa bir başka irade eli ile çevrildi. Ve sadece bununla da kalınmadı, meclisteki ikna odalarında tek tek milletvekilleri sözle ikna edilerek, bu milletin meşru iktidarı yok edildi. Bütün bunlardan sonra partiler kapatıldı. Merkez sağ bu süreçte önce parçalandı sonra yok edildi. Kapanan partilerden sonra ayrıca tanklar yürütüldü ve sonra da denildi ki bu bir postmoderndi, darbe değildi. Gençlerimize sesleniyorum, bu tam anlamıyla bir darbeydi ve burada tarihe bu notu düşmek istiyorum. Bu sözde son darbe dendi ama son değildi aslında. Çok yakın bir tarihimizin yüce bir mücadelesi başladı. El muhtıralarla, daha sonra da 15 Temmuz ile bunu gördük. Burada ilk defa iktidarlar dik durdu. O zamanın başbakanı, sonraki Cumhurbaşkanı dik durdu. Ve 15 Temmuz'da aslında hedef alınan milletti, cumhuriyetimizdi, demokrasimizdi, meclisimiz bombalandı ve Cumhurbaşkanının bizzat kendisi ailesi ile birlikte hedef alındı. Kaçtı dediler, yok oldu dediler, millet dondu. Düşünmek daha istemiyorum sonuç ne olurdu eğer başarılı olabilselerdi ama bütün engellere rağmen o indi. Şimdi indiği gibi indi. 15 Temmuz aslında çok büyük bir mücadelenin sonunda Cumhurbaşkanı İstanbul'a indi ve milletini meydanlara davet etti. Öylesine davetti ki bu, millet koşa koşa gitti ve tankların önünde durdu. Çıplak elleriyle durdu. Bunu bütün milletimizin ve gençlerimizin duymasını istiyorum burada vesayetin ve darbelerin bittiğinin müjdesini aldık biz"
Yazarlar

Çok Okunanlar Haberler

    Bugün çok okunan haber yok.
    Bu hafta çok okunan haber yok.
    Bu ay çok okunan haber yok.
Copyright © 2012 - 2024 Ülke Haber - Haberiniz olsun | Tüm hakları saklıdır Site içeriğindeki hiç bir materyal izinsiz yayınlanamaz.
Tasarım ve Yazılım: Web Tasarım
ayder yaylası